bi' kaç terimden gidicem bu sefer bu yazımda.

mesela sigaraya başlamak pişmanlıktır.
ama yokuşlardan çıkarken,koşarken nefesiniz kesilmesine rağmen sigaraya devam etmeniz kabullenilmiş pişmanlıktır. 

sevgilinizle mükemmel bi' ilişkiniz var ama yine de aklınızda "ya ayrılırsak?" düşüncesi var. bu korkudur.
ama sevgilinizle zaten bi' kaç kereden fazla ayrılıp barıştıysanız ve aklınızda yine aynı düşünce varsa; buna ben kabullenilmiş korku diyorum. 

eve girdiğinizde kulaklığınızı koyduğunuz bi' yer var ve bi' gün onu başka yere koydunuz. sonrasında hep koyduğunuz yere baktınız ve göremediniz. bu unutkanlıktır.
daha sonrasında kulaklığınızın yerini değiştirdiğinizde hala ilk önce eski yerine bakıp,sonra "aa,burda değildi." diyorsanız bu tahmin edeceğiniz üzere kabullenilmiş unutkanlıktır.

bildiğimiz,algıladığımız,benimsediğimiz şeylere kabullenilmişlik dense bence fena olmaz. çünkü hayatımızda o kadar çok doğrusunu onaylayıp,yanlışını yapıyoruz ki. daha sonrasında bile bile üzülüyoruz,üzüyoruz,kırıyoruz. ve bi' şeylerin bize derman olmasını bekliyoruz. onda arıyoruz,bunda arıyoruz ama yok bulamıyoruz bi' türlü. ali ağaoğlu'na bağlayanlarımız var eminim. "bu değil,bu hiç değil,bunda ne arar,yok canım şaka yapıyosun,bu zaten değil,bu mu?,bu da değil bence ya." bi' arkadaştan biliyorum ben de ya öyle çok bi' bilgim yok,o anlatmıştı. aslında bilemiyoruz belki de kendimizin panzehiriyizdir. kimsenin aklına gelmiyor ya da geliyor ama tembeliz b'olum. başkasına yüklemeyi çok seviyoruz. kabullenip hazmedemiyoruz. evet ben buyum,bunu yaşadım ama iyiyim diyemiyoruz,diyemiyorum,diyemiyosunuz. diyenler varsa zaten yazının bu kısmına kadar kapattılar çoktan sayfayı. devam edenler ise hepimiz benziyoruz birbirimize. mesela anlaşalım hep beraber? yarın kendimiz için bişiyler yapalım. düşersek gülelim. gideceğiniz yere geç kalalım ama "hava da çok güzeldi" diyebilelim. ne mi diyorum? kaan boşnak şöyle bişiyler zırvalamış oradan bağliyim konuyu. 

çok yalnızdım sıkıldım,
biraz da delirdim.
yoldan geçen insana;
"benim olur musun?" dedim.
acı çekmek tatlıdır,
biber daha tatlıdır.

yapmaya kalktığınızda sizi engelleyen her ne varsa bi' kenara atın ve yapın. acılarınızla dalga geçin. hatta gelin ben geçiyim kızıp,sövmezsiniz. 

Dipnot: mesela ben pembeyi çok severim. bunu da sırf içimde kalmasın diye yazmak istedim konuyla bi' alakası yok. yazım bitmiştir,teşekkürler efenim.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

fırsat indirimi

bağlı balık