sürekli bıktım diyoruz, istemiyorum diyoruz, beklemekten sıkıldım diyoruz ve o hisleri gerçekten tam anlamıyla hissettiğimizi düşünüyoruz. bıktım ve bitsin artık. istemiyorum çünkü gerçekten istemiyorum. beklemekten sıkıldım çünkü çok uzun zamandır bekliyorum. bu yüzden bu duygular artık son bulmalı diye düşünüp isyan ediyoruz her fırsatta. bu kötü hissettiren duyguları tamamiyle yaşadığımızı düşündüğümüzde bunun bir ödülü olması gerektiğini düşünüyoruz ve artık o duyguyu yaşamayı hak etmiyoruz gibi geliyor. 

bıktım diyorsun ama aslında bıkmıyorsun. çünkü yeterince bıkmadın. bıkmış olduğun an geldiğinde zaten o his artık başka bir hisse dönüşüyor zaten. gerçekten bıktığında geride bırakıyorsun o bıkkınlık hissini. çünkü öyle bir an geliyor ki bıkkınlıktan çok daha güçlü bir hissin farkına varıyorsun. 

istemiyorum diyorsun ama aslında istemiyor olmuyorsun. çünkü gerçekten istemediğin gün o durumu tamamen yok ediyorsun. her bitiş diğerinin başlangıcı oluyor yani aslında. bizim bu olumsuz hislerimiz tamamen geçiş evresi oluyor. evre bittiğinde hopp yeni bir his karşına çıkıyor. işte o zaman istemiyor oluyorsun ve o zaman yeni bir yola sürükleniyorsun, yenmiş oluyorsun, biraz daha güçlenmiş oluyorsun.

bu evre ne kadar uzun sürerse biz o kadar karamsarlaşıyoruz, çünkü umutlu yaşayabilmek gerçekten zor ve süreç uzadıkça asla bitmeyecekmiş gibi geliyor. bu da seni bunu hak etmediğini düşünmene itiyor. ama şöyle de bir durum var; aynı yara her insanda farklı sürede kabuk bağlar ve iyileşir. biz de bu hisleri yaşarken belki de iyileşme sürecinde oluyoruz. çünkü umarım bu durumun adı iyileşmedir. bu kadar kötü hissedip ardından güzel hisleri görememek insanın adım atmasını çok zorlaştırıyor. ve bu yollarda haritamız olmadan yürümeye çalışırken insan en azından arkada güzel bir müzik eşlik etsin istiyor. umarım istediğimizi müziği hepimiz dinleyebiliriz. çünkü tek başına bilinmeyene yürümek gerçekten çok zor. 


Yorumlar

  1. Yazılarının birkaç tanesini okudum da senin için o herşey olup onun için senin hiçbirşey olduğun kişi kim? Eline sağlık güzel olmuş yazılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıların alkol, melankoli ve yalnızlık üzerinden felsefi temada karşı tarafı düşünmeye sevk eden biçimde. Bana hak verirsin ki senin yazdığın tarzdaki düşünceler iki günde oluşmuyor insanların kafasında hem maddi birikimin(felsefe , tarih, klasik vb. eserler okuma gibi) hem de bu maddi birikime seni teşvik edecek manevi bir birikim olması ( Duygusal yönden olumsuz olarak seni çok şiddetli etkileyen bir olay ya da şahıs (belki de önceki yorumumda ben eksik soru sordum bilemiyorum.)) gerekir. İki günde oluştursan Serdar Ortaç şarkısı gibi bir şey olurdu herhalde. Her neyse yanlış bir şey dediysem özür dilerim. Tekrar söylüyorum güzel yazıyorsun eline sağlık varsa sana destek atabileceğimiz bir platform söyle de üye olalım okunurluğun artsın.

      Sil
    2. teşekkür ediyorum. çok fazla insan tanıdım, çok farklı hisleri tattım ve çok fazla olay yaşadım. duygusal olmamla beraber yaşadığım tüm olaylar bir gün artık sınırı aştı ve hislerimi, düşüncelerimi bir şekilde yazarak azaltmaya ya da belki de çoğaltmaya ve sonuç olarak daha düzgün bir yola sokmaya çalışıyorum. çok teşekkür ediyorum tekrardan, inan okunsun, beğenilsin isterim ama asıl amacım bu değil o yüzden nasıl daha fazlası olur diye hiçbir fikir edinmedim.

      Sil
  2. Öncelikle kusura bakma yazdığım şeyleri takıpta cevap vereceğini düşünmemiştim yoksa daha derkende buraya bakıp geri dönüş yapardım. Bence beğenilmek asıl amacın olmaması da güzel takdir ediyorum. Ama şuna katılmıyorum. Çok fazla insan tanımamışsın bence, çok farklı hislerde tatmamışsın çünkü yazılarını okuduğumda benim dile dökmediklerimi yazmış helal olsun demekten başka birşey demedim. Sen ben ve diğerleri bizler aslında yaşayamanlarız yanlışsam düzelt anlamsız yaşamlarımızı anlamlandıramayanlarız biz. Denemelerde bulunup kaybedenleriz biz. Ne yaparsak yapalım arkadaş ortamında gülsek eğlensekte içten içe mutsuz olanlarız biz en mutlu olduğunu sandığın anda bile içinde bir burukluk olanlarız biz. Ama benim merak ettiğim seni bu şekilde yazmaya iten olaylar zinciri neydi. Benden farklı onu anladım. Aynı bokun farklı renkleriyiz ama sendeki neydi? Bunu gerçekten merak ediyorum. Eğer sende istersen mail üzerinden veya herhangi başka birşeyden bunları konuşmak isterim. Kafka ve milena gibi mesela. Alkol kötü kesin yarın pişman olacağım bunu yazdığıma ama olsun cevap vermek istemesen de anlarım. Eyw

    YanıtlaSil
  3. Hayat herkes için zor ama bazıları için daha da zor... İmkanı olup erdemli kalmak, iyi ve düzgün bir insan olmak istiyorsan hayat o kadar acımasız güçlü bir demirci oluyor. Kafanı kızgın kömürde yanan ateşe sokup örsünü indiriyor. Ateş ruhunun derinliklerini yıpratırken her inen örs kalbini şekilden şekile sokuyor. Sen direneceğim istemiyorum dedikçe bir darbe daha... Bıkmadığın pes etmediğin her an demirci öfkeleniyor. Çünkü seni istediği şekle sokmak aslanların sofrasında müzik eşliğinde kullandırmak istiyor. Sen her örs darbesinde şekillenip soğuk suya girmek istediğin o umutlu anda bir darbe daha... Umut insan için bir zehirdir. Çünkü herkesin varacağı yer demircinin onu yapmak istediği alettir. Buradaki en önemli husus demirin kılıç, bakırın tabak çanak, gümüşün şamdanlık olmasıdır. Demirciye yeter diye bağırmak ya da dua etmenin sabretmenin bir anlamı yoktur. Önemli olan senin ne olduğundur. Demir mi? Bakır mı? Gümüş mü? Yoksa altın mı? Bence altından daha değerli gibi duruyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

fırsat indirimi

bağlı balık