insanlar yemek gibidir. dışarıdan baktığında içinde ne olduğunu anlamayabilirsin. tadına baktıkça, yani onu tanıdıkça anlayabilirsin. bu yüzden bazı insanlar canımızı çok acıtır ya da bazı insanlar da bir o kadar tatlı gelir bize. ilk tattığında gayet güzel gelirken, üçüncü kaşıkta ağzını komple yakabilir. çünkü öyleyiz, her günümüz, her tepkimiz bir değil. bazen tuzu fazla kaçmıştır ya da sen sadece tuzun olduğu yere denk gelmişsindir. bu demek değildir ki bu insan çok tuzludur ya da hiç tuzu yoktur. 

bu yüzden kendimizi insanlara sorunca birçok farklı yanıt alırız. kimisi için çok agresifsindir, kimisi içinse Dünya'nın en duygusal insanı.. herkesin seni sevemeyeceğini kabullenmek gerekir. çünkü insanların arayışları, damak zevkleri bambaşkadır. ama belki de daha önce sende var olmayanların tadını bilmeyen birine en güzel yemek olabilirsin. her yemekte senin tadını arayan insanlar olabilir. 

ya da tamamen alışkanlık olabilirsin. küçüklüğünden beri aynı tatlarla hayatına devam eden insanlar, yeni bir tat denememe konusunda çok nettirler. bu yüzden sende bilindik bir tat bulduysa, sadece o yüzden senden vazgeçmeyebilir. 

bazen de yemek değil, aşçı olursun. elinde olan malzemelerle bambaşka bir yemek yapabilirsin. altına da imzanı gururla atarsın.

insanlar belirli bir kişiliğe sahip olduktan sonra değişmezler. yani yanık bir yemeğe ne koyarsan koy o yanık tadını, kokusunu yok edemezsin. o yüzden bunu kabullenmeyip her şeyi eklemeye çalıştıkça var olanı daha da kötü hale getirirsin ve en sonunda sahip olduğun yemeği beğenmeyip, kabullenmek istemeyebilirsin. 

herkes bir değildir. herkes bambaşkadır. tanıdık hisleri gördüğünüzde, geçmişe dayandırıp aynı beklentilere girmemeliyiz. herkes için en iyisi olamayacağımız gibi, herkes için en kötü seçenek de değiliz. alışılmışın dışında biri olup, çoğu kişi tarafından uzak durulan, tadına bakılmaktan çekinilen biri olmanız sizin ne kadar bambaşka biri olduğunuzu asla değiştirmez. belki bugün değil, belki yarın da değil ama illa ki bir gün aranılan tat siz olursunuz. yani umarım öyledir. çünkü ben lezzetimin başka geleneksel tatlara dönüşmesine izin vermek istemiyorum. 










Yorumlar

  1. Çoğu insan hayatı siyah ve beyaz, sıfır ile bir gibi ayırır... Belki yemekleri de tatlılar ve tuzlular diye ikiye ayırıyorlardır. Ama bu Ph metrenin arasındaki renk tonlarını değiştirmez. Sen olgunlaşmamış bir meyve gibisin ne acı ne tatlı... Gün geçtikçe alpha tipi kişiliğe kayıyorsun ama bu süreç seni yıpratıyor. Yemek olmak senlik değil. Onlar sokaktaki herhangi biri... Sen parmakları kesilerek, kolları yanarak adım adım kariyer basamaklarını çıkan bir aşçısın. Benden sana bir tüyo tatlı kız istenilen kız olmayı bir kenara bırak. Yemeği yakmayacağını biliyorum ama yemeğin tadına bak ve patates koy!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

fırsat indirimi

bağlı balık