Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

en büyük ceza.

bi' insana verilen en büyük ceza ne olabilir? yalnızlık? sevgisizlik? aşk olmayan bir hayat? bi' insana verilen en büyük ceza umutsuzluktur. umutsuz kalan bir insanın yapabileceği hiçbir şey yok. hiçsizliği umutsuzluk olarak benimser. umutsuzluk hiçsizliktir. ne uyanmaya,ne yaşamaya,ne yarına umut beslenmez.  kaybedecek hiçbir şeyi olmayandan korkulur derler. kaybedecek bi' şeyi olmayan biri bile savaşa girmeyi ve onu kazanmayı umut eder. ama umutsuzsanız savaşa bile girmezsiniz. asıl zarar karşıdakine değil de hep kendinedir. kendine ihanet eder. kendinden vazgeçer. siz hiç kendinizden vazgeçtiniz mi? ama böyle bir iki fedakarlık yaptığınız aşk dolu maceralarınızdan bahsetmiyorum. kendinizi karşıya koyup ona hoşçakal dediniz mi? aşka,alkole,güneşe,insanlara değil de kendinize karşı umudunuzu yitirdiniz mi hiç? o kadar şey yaşayıp,o kadar şey düşünüp,kendinizi tanıdığınızı zannedip asla dile dökemediğiniz oldu mu? konuşmaya çalıştıkça tüm kelimeler birbirine d

beklentiler.

beklentiler sadece üzer. mi acaba? yıllardır dilimizden düşmüyor bu söz. aslında çoğu zaman da üzüyor evet ama bi' yerde de üzmesi güzel oluyor. fark ettim ki insanlardan bi' şey beklemediğim zaman onlara ihtiyacım olmuyor. yani bu hayatta bi' şeylere katlanabilmek için tutunabileceğimiz bazı şeylerin olması gerekiyor. ne bileyim bi' günaydın mesajı mesela. sabahı daha katlanabilir kılıyor. mesaj gelmeyince ağzını büküyorsun belki ama bu beklentiye girmediğin zaman da sabahlar hiç çekilir olmuyor.  yeni bi' film çıkıyor,çok güzel duyumları alıyorsun. ister istemez bi' beklentiye giriyorsun.  ama bu beklentin olmayınca o film hiç umurunda olmuyor, hiç gidesin gelmiyor.  beklentisiz insanlardan korkun.  önemli olan beklentinin karşılanması değil, beklentiye sahip olmak.  doğan güneşe, bitiyor olan çayına, çekeceğin fotoğrafa, dinleyeceğin şarkıya, yakacağın ateşe, beklentin olsun.  belki Dünya'yı böyle kurtaramayız ama Dünya'dan böyle böy