fırsat indirimi

ilişkiler indirimi olan bir mağazada hızlıca bir şeyler seçmeye çalışmak gibi. anlık bir kararla eline bir şey alıyorsun ama mağazadan çıkmadan başka bir şeye tercih edebilirsin. onu denemek isteyebilirsin, onun rengi daha çekici olabilir ya da daha rahat gözükebilir.


o kadar zaman tanımıyoruz ki birbirimize ve o kadar ne istediğimizi bilmiyoruz ki.. 

sadece indirimden faydalanmaya çalışıyormuşuz gibi geliyor bazen. 1-2 kriterimizi karşılıyorsa hemen sahip olmaya çalışıyoruz. geri kalanları ise sadece oldurmaya çalışıyoruz. bir beden küçük mü geldi, olsun kilo vermek istiyorum zaten. rengi aslında tam içime sinmedi mi, olsun alayım illa ki bir gün giyerim. 


sadece bir şey hoşumuza gittiyse geri kalanını halledebilir diye düşünüyor insan. ya ben kabullenirim ya da o zamanla bana uyum sağlar yani “değişir”


hiçbir şeye geç kalmadık aslında. çevremize bakınca dışardan güzel gözüken her şey başımıza geldiğinde sabrettiğimiz, alttan aldığımız, tahammül ettiğimiz şeylere dönüşüyor. aslında bedenimize göre yapılmış bir şey ararken başkasının kıyafetini kendimize yakıştırmaya çalışıyoruz. çünkü onlar indirimde aradığını buldu ve sen tam içine sineni bulamadın ama almak zorunda hissediyorsun. bir sonraki indirim ne zaman bilmiyorsun. aldın aldın, en kötü indirim fırsatını değerlendirmiş oldun. 


başkasına yakıştırdığın şeye sahip olduğunda aynı duyguya sahip olmaz insan. her ilişkinin dinamiği farklıdır. ve bir şey olmayacak gibi ise onu olduramazsın. sırf boyu, rengi ya da bedeni istediğin gibi diye sana ait olan o olamaz. ama insandaki geç kalmışlık hissi ya da herkesin sahip olduğu şeye erişemiyor olman sürü psikolojisi yaratıyor. oysa sen aslında hiç de sana hitap etmeyen bir mağazadasın. 


ve bir ilişki hiçbir zaman bir fırsattan ibaret olmamalı. senin eksikliğini tamamlayacak, senin duygusal boşluğunu dolduracak, senin solukluğunu renklendirecek bir ilişki aradığın zaman hep başkalarının kıyafetini giyiyormuşsun hissi verir. ve her zaman da onu giyme sebebin neyse ondan vazgeçme sebebin de o olur. 


ilişki ne zaman başlar ne zaman biter bunun bilgeliğini yapamam. sen de yapamazsın. ama bir ilişkiye sahip olacaksan eğer, her anlamda işte tam bu benlik demeli insan. eğer kendi kendine kaldığında olsun “belki” kilo veririm, olsun “belki” bir gün giyerim, olsun “belki” beğenirler diye bahaneler üretiyorsan zaten en başında “belki de” başlamadan bitmiştir. 

Yorumlar

  1. İlişkide kendimce yüzde yüzü nasıl bulabilirim keşke kendimle evlenebilsem canım kendim lakin mümkün olmamak

    YanıtlaSil
  2. Okumayı bitirdiğimde aklımdan geçenler şöyleydi :
    Anlamak için durmak zorundasın.Çünkü anlamanın kökü durmaktan gelir.
    episteme - ἐπιστήμη (yunanca)
    verstehen (almanca)
    understanding (ingilizce) gibi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

bağlı balık