sıradan bi' günde,uykunuzdan uyandığınızda ya da dersten çıktığınızda yani herhangi rutin bi' düzeninizde ilerlerken hayatınızda beklenmedik birileri çıkabilir karşınıza. bu belki çok kez olur,çoğu kez de anlamı olmaz o kişilerin ve siz bi' sonraki sürpriz insanı beklersiniz. 

aslında heyecanla tanıştığınız bi' insan iki gün sonra çok sıradan gelebiliyor. ne oluyor bilinmez ama sanki biri sizin kafanızdan o insanı silmiş gibi hissedebiliyorsunuz. ben bunu şuna benzetiyorum; bi' bardasınız. oturuyorsunuz. daha sonra lavaboya kalkıyorsunuz. siz girmeden önce karanlık olan o mekan siz kapıyı açtığınızda sensörlü ışıkla beraber aydınlanıyor. gerçekten güzel bi' şey. bu kısımda bu örneği hayatınıza yansıttığınızda kapıyı açınca sizi aydınlatan,mutlu eden biriyle karşı karşıyasınız. buraya kadar her şey güzel. şimdi dönüyoruz sizin lavaboda bulunduğunuz hayale. eğer kısa ve belirli bi' süre kımıldamazsanız yerinizden o ışık bi' anda sönüyor ve tekrar o ışığı görmek isterseniz kımıldamanız hatta belki adım atmanız gerekiyor. bu tekrarlanıyor sizin lavaboda işiniz bitene kadar. şimdi yine dönebiliriz hayatınıza. sizi ilk tanıştığınız anda aydınlatan ve hoşunuza giden o ışığa sahip insanın ışığı beklemediğiniz anda sönebiliyor. ve siz tekrardan o ışığı görmek istiyosanız adım atmak zorundasınız. düşünsenize etkilendiğiniz biri var ve onu canlı tutabilmek için normalde yapmayacağınız şeyler yapmak,yeni şeyler bulmak zorundasınız. belki kişiliğinizin de dışına çıkarak. ve o ışığın tekrar söneceğini bile bile bunu yapmak.. yadırganası..

bilmiyorum belki çok genel bakıyorum olaya. şimdi biri kalkıp "her insan için geçerli olamaz bu,bazen farklı şeyler yapmak işe yarıyor." diyebilir evet ama zaten biliyoruz ki istisnalar kaideyi bozmaz. bu da bi' makale değil zaten. yalnızca deneme. öylesine kahvemi alıp,tuşlara aklımdan geçenleri yansıttığım "deneme." o kadar.

konuya dönersek; ben o ışık sönünce kapıyı kapatıp gidiyorum. bu yüzden çok insan kaybettim mi bilmiyorum ama küçük birer pollyanna olmak istersek bu tercihim yüzünden çok güzel insanlar almışımdır hayatıma ya da alıcam. sadece tek bi' kişiyi. ben ışığın söndüğü ve benim kımıldadığım süre zarfındaki boşluklu zamanları sevmiyorum. karşıdakiyle sürekli/kesintisiz bi' enerji olmalı bence. ne sen onun ışığının sönmesini bekle bişiyler yapmak için, ne o seni kımıldatmak için ışığını söndürmekten vazgeçsin. 

Yorumlar

  1. Aslında doğru bir yaklaşım. Fakat seni sen olduğun için seven, ışığını senden sen olduğun için esirgemeyecek biri lazım. Senden ekstra birşeyler bekleyen bir şahsın ışığını söndürmeside gayet normal bu noktada :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

fırsat indirimi

bağlı balık