hazine.

kimseyi istediğim gibi hayatımda tutamayacağımı kabullendim. 
herkesin kendi tercihleri olduğunu ve kimsenin yanımda olma mecburiyeti olmadığını anladım.
kimseye mecbur olmadığımı, öyle ya da böyle yola devam etmem gerektiğini öğrendim.

atıyorum " x " kişisi hayatımdan çıktığında, yanımda kimse olmasa bile her şeye yeniden başladım. "hayatım güzel, o hayatımda olsa daha güzel olurdu ama değil" diye diye devam ettim. 

insanların damarına basıldığında bir şeylerin eksildiğini, ikna etmek yerine onu kaybetmeye başladığımızı fark ettim. birini kırk kere aradığınızda bunun verdiğiniz değerle değil de aslında kendi iç savaşımızla ve kendimizi yenmek istememizle alakalı olduğunu düşünmeye başladım. 

böyle böyle hayatıma ve kendime bir şeyler katmaya başlarken, arkasından duygularımı kontrol edebilmeye başladım. başlarda baya faydası vardı, iç huzuruma. uzun zamanlar geçti, hayatımdan insanlar gelip geçtiler. sonra bir gün mutlu olmam gereken, sevdiğim bir ortamda mutlu olmadığımı fark ettim. baktım ki artık duygularımı o kadar avucumun içine almışım ki hislerimi hiçbir zaman tam anlamıyla yaşamadığımı gördüm. böyle içimde bir şeyler sürekli engel oluyordu mutluluğa. mutlu olursam ya da hissettiğim şeyi tam olarak yansıtırsam sanki mutsuz olacakmışım, kontrolü elimden kaçıracakmışım gibi bir his. 

mantığı bir kere 1. plan yaparsanız, onu bir daha olduğu yerden kaldırmak mümkün olmuyor. bu yüzden de hissetmemeye başlıyorsunuz. ne yaşarsanız yaşayın, hissettiğiniz tek, donuk bir his oluyor içinizde. bu yüzden eğlenceli bir ortamdan dönerken yanaklarınız ağrıdığını fark ediyorsunuz. çok gülmekten değil, içten gülmediğiniz için. 

ne zaman değiştiğinizi hissetseniz, kendinize bir şeyler ekleseniz böyle "heh tamamlanıyorum sanırım" diye düşünürüz ama öyle olmuyor. her adımımızda önümüze bir ton engel ekleniyor maalesef. bu sefer olacak derken evet, o seferde de olmuyor. bu yüzden hayat size hep oyun oynuyor diye düşünüyorsunuz. sadece siz kötü şeyler yaşıyor, sadece siz bir ton şeyle mücadele ediyormuşsunuz gibi. ama olaya dışarıdan bakmayı denersek, hayat kazananın siz olmasını istediği için size her yolu gösterip, yerin dibine batıra çıkara sizi büyütüyor. pozitif bakabilmek bu yüzden önemli hayatta, çünkü bilmediğiniz bir şey varsa o da doğruca yürürken tökezlemenizin sebebi, orada hazinenizin olmasıdır. 

Yorumlar

  1. Amazing , you are talented , i can help you to make a new blog with amazing design , i design , and i will do digital marketing for it on social media + google , try to rank it , and you just write your feelings , trust me ur talented person , hey u won't pay anything by the way , i will do it cause i do like your posts , " how did i come here " ?? - we talked yesterday on dota chat i was with nickname " Dendi " , i followed you on your instagram account but i didnt get any response from you , and i also added you on google +

    YanıtlaSil
  2. Bundan bir buçuk sene önce yazılan bir metin. Belki bir iki hafta önce sorduğum sorunun cevabını ve bu durumun değişmediğini gösteriyor. Sorduğum soru "Seni seven mi? Senin sevdiğin miydi?" idi. Cevap basit ve kesindi. "Sevdiğim.". Belki o an için kendince doğru olan cevaptı veya bugün aynı soruyu bana sorsalar bende aynı cevabı verebilirim. Çoğu insanda aynı cevabı verir. Belki olması gereken "Beni sevenlerin içinde benim en çok sevdiğim." dir. Küçük İrem onca fotoğraf onca storyi çekerken kendine bakmıyorsun herhalde. Sen içi altın dolu bir Merkez Bankası'sın. Diğerleri tefeci, bankamatik veya olabilecekleri en iyi bir banka şubesi... Diğerleri hırsızı, üç kağıtçısı, memur gibi sıradan insanlar için var. Merkez Bankası'ndan tahvil almak herkesin harcı değildir.
    Böyle böyle sorumsuz hayta zibidiler güzellerin hayalleriyle oynayıp değerini düşürdüler. Risk primlerini yükselttiler. Neyse bu işin sonu maliyede bitecek gibi duruyor.
    Sen insanlar için değişmesi gereken biri değilsin. Zaten bildiğin üzere simyacılar bunu yüzyıllar önce denedi ve başaramadı. Ne taş altın oldu ne de altın taş. Zaman geçiyor diye kendini yıpratma altın kolye altından aşağı maden yakışmaz. Kendin için elmas bul zümrüt bul. O zaman değerin daha da artacaktır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynı zamanı yaşamak

fırsat indirimi

bağlı balık